SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

İLİM BAHSİ

<< 3662 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَدِّثُوا عَنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا حَرَجَ

 

Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet olunduğuna göre Rasûiul-lah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

 

“İsrail oğullarından (geçmiş devirlere ait haberler) rivayet etmenizde bir sakınca yoktur."

 

 

İzah:

Hz. Nebi, İslâmî esasların iyice kavranamayıp gönüllere lâyıkıyle yerleşemediği İslâmın ilk yıllarında, karışıklıklara sebep olacağı endişesiyle İsrail oğullarından bir takım kıssaların dinlen­mesini yasaklamıştı.

 

Fakat İslâmiyetin yavaş yavaş tamamlanıp kemale ermesi ve gönüllere iyice yerleşmesi ile bu gibi tehlikeler ortadan kalkınca bu yasağı kaldırdı. On­lardan rivayet yoluyla o devre gelebilen olaylardan senetleri itibarıyla doğru olmadıkları anlaşılan haberleri, yanlışlıklarını bilerek ve doğru olduklarına inanmayarak rivayet etmekte ve dinlemekte bir sakınca olmadığını bildirdi. Çünkü artık sahabe-i kiram (r.a) hazretleri İsrail oğullarının kendi ki­taplarını tahrif ettiklerini iyice öğrenmişler, kendilerine erişen bir İsrail kıs­sasının aslı olup olmadığını rahatça kavrayacak bir seviyeye gelmişlerdi. Bu haberlerden İslâm'a uygun olanlarını kabul ediyorlar, uygun olmayanlarını da reddedebiliyorlardı. Bu bakımdan Hz. Nebi'in, İsrail oğullarından kıssa rivayet edilmesine izin vermekle, onların asılsız hikâyelerinin kabul edil­mesine izin verdiği söylenemez.

 

Nitekim bu mevzuda Hattâbî şöyle diyor:

 

"Hz. Nebi'in buna izin vermesi, onların asılsız haberlerinin doğ­ru gibi anlatılmasını mubah kılma anlamına gelmez. Ancak bu ruhsatın ma­nası, tarihin aydınlatamadığı İsrail oğullarının tarihiyle ilgili hâdiseleri im­kânların elverdiği nisbette nakledilebileceğini gösterir. Çünkü bunların aslı­nı rivayet etmenin her zaman mümkün olmadığı, dolayısıyla onların bu an­layışla nakledilmesinde bir sakınca bulunmadığı anlamına gelir.

 

Ayrıca bu hadis sened zincirine riayet etmeden Hz. Nebi'den ha­dis rivayet etmenin caiz olmadığına da delâlet etmektedir.

 

Metinde geçen, "sıkıntı ve sakınca yoktur" sözünün buradaki manası hakkında değişik görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan bazıları şöyledir:

 

1- Onlardan duyacağınız bazı garip şeyler sizin gönlünüze ve kalbinize

 

bir sıkıntı vermez.

 

2- Onlardan duyacağınız haberleri nakletmemenizde bir sakınca yok tur. Bu görüş, "rivayet ediniz" emrinin farziyyet ifade etmediğini göster mek için söylenmiştir.

 

3- Onlardan doğru haberler nakletmenizde bir sakınca yoktur. Faka

 

asılsız haberler nakletmeyiniz.

 

İmam Mâlik'e ait olan bu görüşü İbn Hacer el-Feth isimli eserinde nakletmiştir.

 

Hanefî ulemasından İbn Âbidin de bu görüştedir. Bu mevzuya daha önce 3644 numaralı hadisin şerhinde de temas etmiştik.